6 Kasım 2013 Çarşamba

Bir Yağmur Damlasının Güncesi



...Biz ortaya çıkarırdık bu toprak kokusunu.  Ama biliyor musun hepimiz aynı değiliz. Kimimiz toprakla bütün olur, kimimiz daha yere düşmeden yok olur. Ben yok olanlardandım yeryüzüne ulaşamadan, bir türlü toprağa erişemeden. Fakat sonra seni gördüm bulutların ötesinden. Boş verdim dünyayı. İnadına yağmaya çalıştım üzerine. Bize imkansız öğretilmişti çünkü, imkansızın ne kadar büyüleyici olduğu. Adı üzerindeydi; erişilemez. Ama inadına yağdım üzerine. İnadına. Gökyüzü ürperdi. Karanlık bulutlar sardı dört bir yanı. Arada yıldırımlar da eşlik ediyordu artık. Kızdım herkese, var olan her şeye. Öfkem deldi geçti bulutları. Gök yarılmış, ben hala inadına yağıyordum. Güneşi kapadım kara kanatlarımla. Yağmaya devam ettim günlerce, haftalarca. İnsanoğlu terk etti bölgeyi. Ama sen... Bir tek sen kaldın bu lanet kasabada. Ben inadına yağıyordum üzerine. Ulaşacaktım sana. Ve dönüp diyecektim bilginlere; hani ulaşılamazdı imkansıza? Ve işte. Geliyorum sana. Var olan son gücümle. Bütün gökyüzü arkamda. Senin kokun kaç toprak kokusuna bedel kim bilir. Birazdan bileceğim işte. Çünkü sana yağıyorum inadına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder